aclik resimleri

Kötü bir kehanet gibi ama yüzyılın sonuna doğru dünyada sadece 3 milyar insan insanca yaşayabilecek. Bunu söyleyen ve uyaran bilim adamları.

Amerikalı bilim adamlarının iklim değişikliği konusunda bilgisayar modellemeleriyle yaptıkları öngörüler, tropikal ve subtropikal bölgelerde sıcaklıkların artmasıyla ürünün önemli ölçüde azalacağını gösteriyor.

EN KÖTÜ İHTİMAL

Stanford Üniversitesi’nden Robamond Naylor, “Science” dergisinin son sayısında yayınlanan makalede, en kötü ihtimali gözönünde bulundurduklarını söyledi. İklim değişikliğini gözönüne alarak tarım sisteminin bütünüyle gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Naylor, ortaya çıkacak sıcak ve kuraklık şartlarına uyum sağlama yönünde adımlar atılmazsa, geleceğin hiç de parlak olmadığına işaret etti ve özellikle yoksul ülkelerde bugün tarımdan geçinen nüfusun büyük kısmının bu faaliyetin dışına düşeceğini vurguladı.

TARIMA OLUMSUZ ETKİ DEVASA BOYUTLARDA OLACAK

Washington Üniversitesi’nden David Battisti de Naylor ile birlikte kaleme aldığı aynı makalede, sadece sıcaklık artışının bile dünya tarımına olumsuz etkisinin devasa boyutlarda olacağını bildirdi ve öngörülerinde su miktarının azalacak olmasını hesaba bile katmadıklarını kaydetti.

MISIR VE PİRİNÇ ÜRETİMİ YÜZDE 40 AZALACAK

Araştırmacılara göre, tropikal bölgelerde artan sıcaklıklar yüzünden mısır ve pirinç gibi temel gıda maddeleri üretimi yüzde 40 oranında azalacak. Toprakta nem oranının azalmasıyla ürün daha da azalabilecek.

DAHA SICAK BİR DÜNYADA YAŞAM

Dünya nüfusunun yarısı -3 milyar- bugün tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşıyor. Bu sayı, yüzyılın sonuna kadar muhtemelen ikiye katlanacak.

Araştırmacılara göre, bu bölgelerdeki az gelişmiş ülkelerde nice insan günde 2 dolardan az parayla geçiniyor ve hayatta kalabilmek için tarımda çalışıyor. Uzmanlar, “daha sıcak bir dünyaya ayak uydurabilmek için” şimdiden gerekli yatırımların yapılması gerektiğini hatırlatıyor.

ÜRKÜTEN İFADE

Naylor, makalede şu çarpıcı ifadeyi kullandı:

“Tarih boyunca belli dönemlerde yiyecek sıkıntısı ortaya çıkınca insanlar başka yerlere gidip karnını doyurabildi. Ama gıda kaynaklarını gözden geçirmezsek, ilerde yiyecek bulunacak başka yerler olmayacak.”

tetris resimleri

Bilim adamları tetris oynamanın travmatik bozuklukların etkilerini azaltmaya yardım edeceğini öne sürdüler.

İngiliz araştırmacılar, popüler bilgisayar oyunu tetrisi oynamanın kötü hatıraları silmeye ve rahatsız edici etkileri azaltmaya yaradığını ortaya çıkardılar.

Telegraph’ın haberine göre, Oxford’lu psikoloji uzmanları, araştırmalarından elde ettikleri bu bulgu ile kaza sonrası travma yaşayanlara ya da savaş alanlarında bulunanlara yardım edebileceklerine inanıyorlar.

Oxford Üniversitesi psikiyatri bölüm başkanı, araştırma ile ilgili şunları söyledi: “Bu araştırma, travma sonrası yaşanan psikolojik bozuklukları önlemede kullanılabilecek bir bulguyu ortaya çıkardı.”

 

 

uzay sesleri

Evrenin derinliklerinden gelen kükreme sesi bilim adamlarını şaşkın açevirdi.

Şimdiye kadar evrenden kaydedilen tüm seslerden 6 kat daha kuvvetli olduğu açıklandı. Kaynağının ne olabileceği konusunda tüm olasılıklar gözden geçirildi ama hiç birine uymadı. Bilim adamları, evrenin derinliklerinden gelen bu ses karşısında şaşkınlıklarını gizlemedi.

ABD’de düzenlenen 213. Amerikan Astronomi Birliği’nin konferansında bu ses enine boyuna tartışıldı. Evrendeki her türlü nesnelerin radyo dalgaları yaydıkları belirtilirken, bu sesin de radyo dalgaları incelendi ve yıldızlar, kuasarlar hatta galaksilardan gelen hiçbir radyo dalgasına benzemediği kararına varıldı.

“YENİ VE İLGİNÇ BİR ŞEY VAR”

Bu sesi ilk keşfeden NASA’nın Godard Uzay Uçuş Merkezi’nden Alan Kogut, konferansta yaptığı konuşmada “Evrende yeni ve ilginç bir şey var” dedi.

Temmuz 2006′da, atmosferin en üst katmanına (36 bin 500 metre yüksekliğe), yeni nesil yıldızlardan gelen ısı dalgalarını ölçmek amacıyla gönderdikleri ARCADE (Absolute Radiometer for Cosmology, Astrophysics, and Diffuse Emission) adlı uzay aracının bir süre önce, tesadüfen bu sesi kaydettiğini açıklayan Alan Kogut ve ekibi “Evren bize gerçekten yeni bir denklem gönderdi. Çözmeye çalışıyoruz” dedi.

“GERÇEKTEN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ”

Olayı ayrıca incelemeye alan NASA’nın Kaliforniya’daki Psadena Jet Propulsion Laboratuvarları’ndan uzman Michael Seiffert da “Şu anda gerçekten ne olduğunu bilmiyoruz. Şimdiye kadar rastladığımız hiçbir sese benzemiyor. Kaynağı olabilecek tüm olasılıklar devre dışı kaldı. Ama bilim işte bu yüzden çok heyecan verici” dedi.

Dalga_Resimleri

Amerikalı ve Portekizli bilimadamları, okyanus dalgalarından elektrik elde etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Yeni projede dalgaların sıkıştırdığı havanın bir türbini çalıştırarak elektrik üretmesi amaçlanıyor.

Massachusetts Technology Enstitüsü ve Lizbon Teknik Üniversitesi’nde birlikte geliştirilen projede, sahile kurulacak ve karadan denize kadar uzanacak bir kapalı bölmeye, güçlü okyanus
dalgaları ulaştığı zaman içeride sıkışan hava bir tribüne yönlendirilecek ve basıncın da etkisiyle dönen tribün elektrik üretecek.

Enerji üretiminde dalga kullanımına yönelik çalışmalar uzun süredir devam ediyor. Çevreciler ise bir kilometrelik sahil şeridini kapatıp 100 ile 200 megawatt arasında elektrik üretecek tesislerin deniz yaşamına zarar vereceği uyarısında bulunuyorlar.

Dalgalardan elde edilecek enerjiye büyük umut bağlayan bilim adamları ise “Güneşten enerji üretimi gözde çünkü uzun zamandır üzerinde çalışılıyor ancak dalgadan elde edilecek enerjinin potansiyeli çok fazla ancak bununla ilgili mühendislik bilimi çok genç, daha çok zamana ihtiyacı var” şeklinde görüş belirtiyorlar.

astronotlar icin alt bezi

Uzay yolculuklarında en doğal ihtiyacı rahat giderebilmek için, bez şeklinde giyilen bir tuvalet geliştirildi.

Japonya’da geliştirilen yeni nesil uzay tuvaleti, aslında bir nevı “uzay bezi”. Astronotun sürekli giydiği alt bezi biçimli cihaz, astronot ihtiyacını giderdikten sonra kalanları sırta monte (ve sıkıca kapalı) bir hazneye çekiyor.

KOKU VE SES SIZDIRMIYOR!

Akabinde, astronotun ilgili bölgeleri yıkanıp kurutuluyor! Cihaz, koku ve ses sızdırmama konusunda da iddialı.

YATALAKLAR VE YAŞLILAR İÇİN DE KULLANILABİLECEK

Uzay bezi, önümüzdeki 5 yıl içinde tam olarak geliştirildikten sonra yataktan kalkamayan hastalar ve yaşlıların da kullanabileceği bir hale getirilecek.